24 May 2012

Öğünler arasında geçen süre ile kilo alma arasındaki bağlantı



Öğünler arasında geçen süre ile kilo alma arasındaki bağlantı
Amerika Salk-Enstitüsünün şişmanlık konusunda yapmış olduğu bir araştırma, vücut ağırlığındaki artışın sadece yüksek kalorili ve yüksek yağ oranlı yiyeceklerden kaynaklanmadığını, aksine öğünler arasındaki geçen sürenin çok daha önemli olduğunu ortaya çıkardı.
Bu araştırma, sekiz saatte bir yenilen yemeğin, şişmanlama riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya çıkardı. (En azından farelerde böyle)
Metot:
  • Bu araştırma için iki gruba ayrılan farelerin tamamı aynı cinsiyet, aynı yaş ve aynı genetik yapıya sahip olan farelerden seçiliyor.
  • İki gruba da 100 gün boyunca yağ oranı % 60 olan yüksek kalorili besinler veriliyor. (Bu durum biz insanlarda her öğünde cips ve dondurma yemek anlamına geliyor.)
  • Üçüncü bir gruba yani kontrol grubuna yağ oranı %13 olan standart  yiyecek veriliyor
  1. Grup : Akşamları sekiz saat ara ile iki öğün yemek veriliyor ve gündüz 16 saat yemek verilmiyor. Not : Bu gruba öğünlerin özellikle akşam ve gece saatlerinde verilmesinin sebebi, geceleyin metabolizmanın daha yavaş calışması ve buna bagli olarak kilo alımının daha kolay olması.
  2. Grup : Belirli bir öğün saati yok. Fareler 24 saat boyunca istedikleri her zaman yemek yiyebiliyorlar

Sonuç:

100. günün sonunda;
  1. Gruptaki farelerin vücut ağırlığında pek bir değişiklik olmuyor. Kolesterol, şeker, karaciğer değerleri, kontrol grubundaki fareler gibi normal çıkıyor.
  2. Gruptaki farelerin ağırlıklarının 2/3 oranında arttığı*, şeker, kolesterol, karaciğer değerlerinin yükseldiği, ve motorik hareketlerin azaldığı gözleniyor.

*insanlarda ağırlığın 2/3 oranında artması demek, 60 kg ağırlığındaki bir kişinin üç ay içerisinde 100 kg olması anlamına geliyor.
Sebep
8 saatte bir yenilen yemeğin, metabolizmayı depolama modundan çıkarıp, enerjiyi kullanım moduna soktuğu tahmin ediliyor. Buna bağlı olarak karaciğer enzimlerini aktif hale getirerek metabolizmanın düzenli çalışmasını sağladığı, yağ yakımını hızlandırdığı, DNA tamir mekanizmasını düzenli çalıştırdığı düşünülüyor.
Farelerde elde edilen sonucun insanlarda da aynı olması bekleniyor.
Elde edilen bu sonuçlardan sonra, 50 yıldan beri kabul edilen “Az ama sık aralıklarla yemek yeme “ teorisi yeniden gözden geçirilecek gibi gözüküyor.




Mehmet Saltürk

+++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++

Time-Restricted Feeding without Reducing Caloric Intake Prevents Metabolic Diseases in Mice Fed a High-Fat Diet

Cell Metabolism, 17 May 2012 10.1016/j.cmet.2012.04.019


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alzheimerın ilk belirtileri gözlerde başlıyor

Demans hastalığı(bunama), Tau ve Beta-Amiloid adında iki proteinin beyinde birikmesi ile ortaya çıkar. Hastalıkla birlikte beyinde hücre öl...