Multiple Sklerozu Nedir ?
Multiple skleroz, kısa adıyla MS,
merkezi sinir sisteminde görülen otoimmun bir hastalıktır(öz bağışıklık sistemi
hastalığıdır). Bütün otoimmun hastalıklarda, vücut kendi savunma sisteminin
üretimiş olduğu antikorlar* tarafından saldırıya uğrar.
Sağlıklı insanlarda bu antikorların koruyucu bir görevi olmasına rağmen,
otoimmun hastalarda vücut kendi doku ve organlarını yabancı cisim gibi
algılayarak tahrip eder.
Romatoid artrit(Eklemlerin
iltihaplanması), Aplastik Anemi( Kemik iliğinin hücre üretememesi), Alerji, Multipl
skleroz gibi hastalıklar, otoimmun hastalıklara örnek
gösterilebilir.
Bir sinir hücresinin yapısı:
Bir sinir hücresi akson ve dendrit den
meydana gelmektedir. Aksonlar üzerinde miyelin adı verilen ve yağ
bakımından zengin, bir kılıf(örtü) bulunmaktadır. Bu kılıfın görevi, sinir
hücrelerinden geçen elektriksel akımları isole etmektedir.
Multiple skleroz hastalarında, vücudun
kendi ürettiği antikorlar, miyelin kılıfı tahrip ederek, sinirler üzerinden
beyne iletilen bilgi akışını engeller.
Şu ana kadar kabul gören teoriye göre,
multiple skleroz, genetik yatkınlık ile çevresel faktörlerin birlikte
oluşturduğu bir rahatsızlıktı. Bu teoriyi güçlendiren ise beyindeki sinir
hücreleri üzerinde bulunan miyelin kılıfa bağlanmış olan bir proteinin
bağışıklık sistemini aktif hale getirmesi ve bu aktivasyon işlemini yapan
genlerin bulunmuş olmasıydı (Bu genler MHC-Kompleks grubuna
dahil genlerdir.) Son yapılan araştırma ile bu konuda bir adım daha ileriye
gidildi.
***Multiple
skleroz´un ortaya çıkmasında bağırsaklardaki mikroorganizmalar (bağırsak
florası) önemli rol oynuyor.***
Metot :
İnsan bağırsağında sindirim ve bağışıklık sistem için gerekli olan 100 milyar civarında 2000 değişik mikroorganizma bulunmaktadır. Bu mikroorganizmalardan bir coğu farelerdede bulunuyor.
İnsan bağırsağında sindirim ve bağışıklık sistem için gerekli olan 100 milyar civarında 2000 değişik mikroorganizma bulunmaktadır. Bu mikroorganizmalardan bir coğu farelerdede bulunuyor.
- Bu deney için bir grup farenin bağırsaklarındaki mikroorganizmalar temizleniyor.
- Bağırsaklarında mikroorganizma olan ve olmayan farelerin beyninde insanda görülen multiple skleroze çok benzeyen inflamatuar reaksiyonlar(iltihaplı reaksiyonlar) başlatılıyor.
Bağırsaklarında mikroorganizma bulunan
farelerde multiple skleroz başlarken, bağırsaklarında mikroorganizma bulunmayan
farelerin durumunda hiçbir değişiklik olmuyor yani fareler sağlıklı olarak
yaşamaya devam ediyorlar.
Deneyin ikinci asamaşı
Hastalanmayan farelere bağırsak
florasında bulunan doğal mikroorganizmalar enjekte ediliyor ve kısa bir süre
sonra bu farelerin hastalandığı ve multiple skleroz atakları başladığı görülüyor.
Daha sonra yapılan laboratuvar
analizlerinde, bağırsaklarında mikroorganizma olmayan farelerin az sayıda T-Hücresine sahip
olduğu, buna bağlı olarak da dalak iltihaplanmaya sebeb olan sitokin‘i çok
az ürettiği, B-hücrelerinin ise miyeline karşı antikor oluşturmadığı
bulundu.
Bu farelere mikroorganizma enjekte
edildikten sonra T- und B-hücreleri* ile sitokin‘in arttığı buna bağlı
olarak antikor oluşduğu görüldü.
Mikroorganizma verildikten sonra
bağışıklık sistemi iki aşamalı bir evreye giriyor:
- Bağırsaktaki lenf damarlarında T-hücreleri aktif olarak çoğalıyor.
- B-Hücrelerinin oluşturduğu antikorlar miyelin kılıf üzerine yerleşiyor.
Bu iki aşmanın sonunda, miyelin kılıf,
antikorlar tarafından tahrip ediliyor.
Sonuç: Multiple skleroz'a genetik
yatkınlığı olan kimselerin bağırsaklarında bulunan yaklaşık 2000 çeşit
mikroorganizmadan biri veya birden fazlası, bağışıklık sisteminin aşırı tepki
vermesine sebeb oluyor. Bu bağlamda beslenme alışkanlığının büyük rol oynadığı
tahmin edilyor. Çünkü bağırsak florasındaki mikroorganizmaların çeşidi, alınan
gıdalarla doğrudan ilintili. Ayrıca multiple skleroz vakalarının Asya
ülkelerinde daha yaygın görülmesi beslenme, bağırsak florası ve multiple
skleroz arasındaki bağlantıyı güçlendiriyor
Multiple skleroz ın başlamasında hangi
bakterinin rol aldığı daha henüz tespit edilmemesine rağmen, bağırsak
duvarları ile direkt teması olan „clostridien“ adlı
mikroorganızmanın suçlu olabileceği tahmin ediliyor.
Bir ihtimal, clostridien ya
da daha henüz keşfedilmemiş olan birden fazla mikroorganizmanın
sentezlemiş olduğu bir protein veya proteinler mutasyonlu geni aktive
ediyor olabilir.!!!
Başka bir ihtimal ise, mutasyon genin
direk T-Hücrelerini aktive ettiği. Bu konuda kesin bir
sonuca ulaşabilmek için hem sağlıklı hemde multiple skleroz hastalarının
bağırsak florasının genetik karşılaştırılması yapılması gerekiyor.
Antikor (immunoglobulin)*: Vücudun savunma amacı
ile ürettiği bir proteindir. Vücuda giren zararlı organik maddeleri yok etmekle
görevlidir. IgG, IgM, IgA, IgD, IgE olmak üzere değişik tipleri vardır.
T- ve B-hücreleri* : T ve B hücreleri
vücudun savunma sisteminde rol alan özelleşmiş hücrelerdir.
Mehmet Saltürk
++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++
Kaynak: Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++
Commensal microbiota and myelin autoantigen cooperate to trigger autoimmune demyelination
Nature Year published: (2011) DOI: doi:10.1038/nature10554Received 16 June 2011 Accepted 12 September 2011Published online 26 October 2011
Nature Year published: (2011) DOI: doi:10.1038/nature10554Received 16 June 2011 Accepted 12 September 2011Published online 26 October 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder