9 Tem 2014

Genler ve karakter oluşumu

Uysal, agresif, kriminal, neşeli, üzgün, ihtiyatlı, maceracı, kendine güvenli, kötümser, iyimser, utangaç, sessiz, gürültücü,  inatçı …

Karakter oluşumunda birçok etkenin rol oynadığı bilinmektedir. Elbetteki karakter oluşumunda aileden ve okuldan alınan eğitimin, içinde yaşanılan kültürün, arkadaş çevresinin etkisi yadsınamaz ama bütün bunlar varolan genetik etkinin çevre tarafından rötuşlanmış halinden başka bir şey değildir.

Örneğin genetik yapısı kriminaliteye yatkın birisinin suç profili, eğitimsiz, güvenden yoksun bir ortamda, adam öldürme soygun, gasp gibi ağır kriminal olaylar olabilirken, varlıklı bir ortam, iyi bir eğitimle bu suç profili şantaj, tehdit, genel adaba aykırı davranışlar, agresiflik gibi kısmen daha hafif sayılabilecek suçlara dönüşebilmektedir.

Vücudumuzda değişik genler tarafından kodlanan yüzlerce değişik protein ve hormon görev yapmaktadır, bunların yapısı ve miktarı değişik karakterlerin oluşmasına sebep olabilmektedir. Bunların hepsini burada ele alıp yüzlerce sayfa makale yazmak bu blogun formatını aşan bir durum, bu yüzden sadece bir kaç  hormon ile bir kaç karakter arasındaki ilişki ele alınacak.

Maceracılık Geni (DRD4)

11. kromozomda 1360 harf uzunluğunda DRD4 adında bir gen bulunmaktadır. Bu gen Dopamin adında bir protein kodlar ve bu kodlanan protein dopomin resöptörleri tarafından yakalanır ve o andan itibaren sinir hücrelerinde elektriksel sinyaller başlar ve ardından bu sinyaller bir dizi kimyasal sinyallare dönüşür.

Fazla dopamin maceracı yapıyor

11-copyDRD4 geni'nin ortalarında 48 harf uzunluğundaki bir bölgenin içinde kişiden kişiye değişen 2 ile 11 tekrarı(repeats) olan bir dizilim bulunur (VNTRs : variable number tandem repeats).

  • Gen’in bu bölgesindeki tekrar sayısı ne kadar fazla ise reseptörlerin Dopamin yakalama kabiliyeti o kadar yüksek olur ki, bu da dopaminin beyinde artması ve kişinin motivasyonunun yükselmesine sebep olur. Çok yüksek motivasyon bir süre sonra kişinin her şeyden çok çabuk sıkılmasına ve yeni maceralara yönelmesine sebep olur.
  • Tekrar sayısı azaldıkça beyindeki dopamin miktarı da azalır ve Dopamin miktarındaki bu azalma kişinin mutsuz bir ruh haline bürünmesine hatta depresyona girmesine sebep olur.(7)
Toronto Üniversitesinin 1999 yılında DRD4 geni ile yapmış olduğu enteresan bir araştırma var. Araştırma, DRD4 geninin uzun formuna sahip Heteroseksüel ve Homoseksüel erkeklerin maceraya daha yatkın olduğunu gösteriyor.

Araştırmadan çıkan sonuçlar
  • DRD4 geninin uzun formunu taşıyan Heteroseksüel  erkeklerin başka bir erkekle yatma sayısı, kısa formunu taşıyanlara göre altı kat daha fazla.
  • DRD4 geninin uzun formunu taşıyan Homoseksüel erkeklerin bir kadınla yatma sayısı, kısa formunu taşıyanlara göre beş kat fazla.(1)
Dopaminin diğer etkiler: Dopamin, vücutta kalp atışı ve kan basıncını düzenleme gibi görevlerinin yanı sıra beynin ödüllendirme sisteminde de önemli rol oynar. Ayrıca beyinde dopamin miktarının düşmesi, hareketlerin kontrolünün zorlaşmasına sebep olur. Bu durumun uzun süre devam etmesi halinde ise parkinson gibi ağır hastalıklar da ortaya çıkabilir.

Serotonin, titizlik ve  vurdumduymazlık

Serotonin de dopamin gibi beyinde etkili görev yapan bir hormodur, eksik veya fazla olması karakter oluşumunu etkiler. Serotonin en bilinen etkileri insana mutluluk, canlılık ve zindelik hissi vermesi.
Serotonin'in aşırı eksik ve aşırı fazla olduğu durumlar: Serotonin aşırı düşük olduğu hallerde keyfisiz, tepkisiz, intihara, şiddete eğilimli, normalin üzerinde olduğu durumlarda ise aşırı titiz, aşırı düzenli ve aşırı evhamlı bir ruh hali görülür.Kişinin sosyal statüsüne göre beyindeki serotonin yükselir. (2)

Düşük kolesterol ve suça yatkınlık

Kolesterolün düşük olması durumunda hücre plasma membran akışkanlığı bozulur ve serotoninin hücreye girişi engellenir.
Kolesterolün aşırı düşük olması da serotonin eksikliğinde olduğu gibi saldırgan, kavgacı, agresif ve kontrol edilemeyen kişilik bozuklukları gibi semptomların görülmesine sebep olur.
Bu konuda yapılmış bir araştırma: Erkek çocukları üç nesildir gangster olan Hollandalı aile ile yapılan bir genetik çalışmada ailenin erkeklerinde Monoamine Oxidase A geninin değişik bir versiyonu bulundu ve bu değişik versiyonun kodladığı Monoamine oxidase hormonunun da kanda kolesterol seviyesini düşürdügü tespit edildi.

Kolesterolün serotonin üzerindeki bu indirekt etkisi beyinde serotonin seviyesinin düşmesine ve buna bağlı olarak kişinin mutsuz, doyumsuz, agresif ve suç işlemeye eğilimli bir ruh haline bürünmesine sebep olur (3) (4).

7 ülkede 350977 kişi ile 6 yıl boyunca yapılan MrFit olarak adlandırılan genis çaplı araştırma da, düşük kolesterollü kişilerin yüksek kolesterollü kişilere göre belirli bir yaş grubunda ölüm sebebinin genellikle kaza cinayet ve intihar olduğunu saptandı. (5)
F1.expansion

Bencillik 


Kadında yumurtalıkböbrek üstü bezleri ve adrenal kortekste az miktarda testosteron üretilmektedir. Genetik sebeplerden dolayı bazen testosteronun miktarı artabilmekte ve bu da kadının karekterinde değişikliklere sebep olmaktadır.

University College London tarafından yapılan araştırma, testosteron miktarı arttıkça kadınların daha bencil, daha inatçı, olduğunu ortaya çıkardı.
İki kişilik gruplardan oluşturulan kadınlara çeşitli günlerde çeşitli dozlarda testosteron hormonu verilerek yapılan araştırmada yüksek dozda testosteron tabletleri verildiği günlerde kadınların daha inatçı, kendi fikrini kabul ettirmede daha ısrarcı dominant bir karaktere büründükleri, düşükük ve placebo tabletlerin verildiği günlerde ise birlikte karar verme ve daha kooperatif davranma eğiliminde oldukları gözlendi (6) .

Mehmet Saltuerk

 ++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltuerk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++

Kaynaklar 
  1. http://www.nature.com/npp/journal/v21/n1/full/1395298a.html
  2. http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0031938408003120
  3. http://www.personalityresearch.org/papers/jones.ht0ml
  4. http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1600-0447.1994.tb01483.x/abstract
  5. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJM198904063201405
  6. http://rspb.royalsocietypublishing.org/content/early/2012/01/27/rspb.2011.2523 
  7. https://circle.ubc.ca/handle/2429/1554
Bu blogdaki makaleler bir başka yayın organında kaynak gösterilmeden yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz.
 

5 Tem 2014

Empati Geni

Empati nedir ?

Empati, kendini başkasının yerine koyarak onun duygu, düşünce ve beklentilerini anlama ve ona göre
davranma yeteneğidir. Empati sayesinde bireysel ve toplumsal ilişkilerde hoşgörü ortamı oluşur ve kavganın yerini barış alır.
Hassas, duygusal, empatik, olmanın sırrı genlerimizde saklı

Hüzünlü bir film seyrederken etkileniyor veya birisine yardım etmek için çırpınıyor ya da yardım edememekten dolayı vicdanen rahatsızlık duyuyor veya karşıdaki insanın küçük hatalarını görmezden geliyorsanız ya da facebook veya tweeterde bir fotoğrafa veya bir habere heyecanlanıp hemen bir yorum gönderiyorsanız, bu sizin toplumun % 20 sinde bulunan iyi bir gen kombinasyonuna sahip olduğunuzu gösterir ki, bu da sizin yüksek seviyede duyarlı ve empati sahibi insan kategorisine girdiğiniz anlamına gelmektedir(Highly sensitive people HSP). Eğer bu tür empati gerektiren konular sizi etkilemiyor veya ilgilendirmiyorsa muhtemelen toplum tarafından „Soğuk veya Buzdolabı” gibi bir insan damgası yiyebilirsiniz.

Empati Geni

Bir kişinin diğer insanlarla Empati ve Sağlıklı İlişki kurabilmesinde yetiştiği çevre ve aileden aldığı eğitimin mutlaka etkisi olacaktır ama bu etki minal düzeydedir, asıl belirleci olan anne ve babadan kalıtsal yolla aktarılan genlerin özelliklerinde yatmaktadır.
Oregon ve Toronto üniversiteleri tarafından 2011 yılında ortaklaşa yapılan bir araştırma da bunu teyit eder nitelikte. Buna göre, bir insanda empati duygusunun gelişmiş veya gelişmemiş olması üçüncü kromozomda bulunan ve oksitosini*yakalamakla görevli OXTR reseptör geni’nin iki değişik varyasyonun’dan(Allel) kaynaklandığını gösteriyor. Bu iki varyasyon, genin 8762685. pozisyonunda bulunan iki nüklelanotid’in Adenin ya da Guanin olmasına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Empatinin derecesi ise kişinin annesinden ve babasından birer kopyasını aldığıOXTR genindeki varyasyonların, o kişide üç değişik kombinasyonda bulunmasına bağlı olarak değişiklik gösteriyor(AAAG ya da GG.) (1)

Örneğin doğacak olan çocuğa;
  • hem anneden, hem babadan birer Adenin aktarılıyorsa AA kombinasyonundan,
  • anneden Adenin, babadan Guanin (veya tersi) aktarılıyorsa AG kombinasyonundan,
  • anneden Guanin, babadan Guanin aktarılıyorsa GG kombinasyonundan bahsedilir.

Yapılan araştırmadan çıkan sonuclar, en iyi empati kurabilen kişilerin GG kombinasyonuna, biraz daha düşük seviyede empati kurabilen kişilerin AG kombinasyonuna, en kötü hatta hiç empati kuramayan kişilerin ise AAkombinasyonuna sahip oldukarını gösteriyor. (AA kombinasyonuna sahip çocukların aynı zamanda otistik olma riski de taşıdıkları bilinenler arasında…)

Empati beyinde görüntülendi

Empati kurabilen ve kuramayan insanların beyinlerinde ne gibi bir değişklikler oluyor. Bu değişiklikler gözlenebilir mi? Bu soyut kavram acaba beyinde tespit edilebilir mi? Stony Brook Üniversitesi, KaliforniyaÜniversitesi, Albert Einstein Tıp Fakütesi ve Monmouth Üniversitesi nin yapmış olduğu ortaklaşa çalışma ile ilk defa bu soruya cevap arandı.

Metot

Yüksek ve düşük derecede hassas kişiliğe sahip 18 evli kişiye, tanımadıkları kişilere ait mutlu ve mutsuz çeşitli yüz fotografları gösterildi ve ardından kendi eşlerine ait yine mutlu ve mutsuz yüz fotograflar gösterildi. Denekler fotoğraflara bakarken bir yandan da Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tekniği ile beyin tomografileri çekildi.

Sonuç

Bu araştırma, duygusal bir olay karşısında son derece hassas kişiler ile(Highly sensitive people HSPdaha az hassas kişilerin beyinlerinde anlamlı farklılıkların olduğunu gösterdi. Çekilen beyin tomografileri, yüksek empatiye sahip kişilerin mutlu bir yüz gördüğünde beynin empatiden sorumlu Anterior Insula bölgesine daha fazla kan gittiğini gösterdi. (Düşük empatiye sahip kişilerde aynı bölgeye daha az kan’ın gittiği görüldü).(2)

Oksitosin*Hipotalamus tarafından salgılanan ve Aşk Hormonu, Bağlanma Hormonu, Güven Hormonu gibi isimlerle anılan oksitosin, stresin azalmasında insanlar arasında sosyal bağların olusmaşında, doğum sancısının oluşmasında, orgazm esnasında, süt üretiminde meme glandüler hücrelerinin uyarılmasında, eşlerin birbirine bağlanmasında rol oynayan önemli bir hormondur.

Tek harflik varyasyonun (rs53576) OXTR geni üzerindeki lokasyonu
 
Mehmet Saltuerk

 ++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltuerk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++
Kaynak 

(1) Thin-slicing study of the oxytocin receptor (OXTR) gene and the evaluation and expression of the prosocial disposition

doi: Received: 1 October 2013; Revised: 30 March 2014; Accepted: 30 April 2014 10.1073/pnas.1112658108

(2) The highly sensitive brain: an fMRI study of sensory processing sensitivity and response to others’ emotions

Received: 1 October 2013; Revised: 30 March 2014; Accepted: 30 April 2014 doi: 10.1002/brb3.242





Tip 1 Diyabet hastaları için biyonik pankreas geliştirildi

Diyabet 1 nedir, nasıl ortaya çıkar: Vücudumuzda bulunan tüm hücrelerin insülin hormonuna ihtiyacı vardır. Çünkü insülin, gıdalar yolu ile alınan ve kana geçen şekerin (Glikoz) hücrelere taşınması ve orda enerjiye dönüştürülmesinde aktif rol oynar.
Tip 1 diyabet, otoimmün bir hastalıktır: Bağışıklık sisteminde görev yapan bazı özel hücreler (antikorlar)pankreasta bulunan Beta-Hücrelerine saldırarak onların iltihaplanmasına ve yok olmasina sebep olur. Öz bağışıklık sistemindeki bu rahatsızlık, pankreas hücrelerinin insülin üretme yeteneğininin kaybolmasına ve dolayısıyla kandan şekerin yükselmesi, hücrelerin enerjisiz kalmasına, yani diyabet 1’e sebep olur.
Diyabet 1'in 2 alt grubu vardır.
  1.  Tip 1a: Bağışıklık sisteminden kaynaklanan diyabet(Yukarda anlatıldıgı gibi)
  2. Tip 1b: Sebebi bilinmiyor.

Biyonik pankreas, kandaki şekeri  3 değişik ünitenin ortaklaşa çalışması ile anında dengeleyecek
Biyonik pankreas: Massachusetts General Hospital ve Boston Üniversitesi'nin ortaklaşa geliştirdiği bu teknik sayesinde Diyabet 1 hastalarının hayatı daha kolaylaşacak ve hayat kalitesi yükselecek.
 Üç ünite vücutta şöyle çalışıyor
  1. Deri altına yerleştirilen Mikrosensor, kızıl ötesi ışınlar yardımıyla kandaki şeker miktarını sürekli ölçüyor
  2. Mikrosensor, kandaki seker miktarını her 5 dakikada bir smartphona bildiriyor. Ve hangi pompanın vücuda ne vermesi gerektiği smartphon tarafından hesaplanıyor.
  3. Smartphon tarafından hesaplanan miktar vücut dışından bulunan iki küçük pompaya bildiriliyor ve pompalar kandaki şekerin durumuna göre kana ya insülin yada Glikojen pompalıyor.

Bu sistem sayesinde hasta kendi durumunu akıllı telefondan her dakika canlı
olarak izleyebilecekler.
Diyabet / Diabetes mellitus, Dünyada en yaygın hastalıklardan biri olup her geçen gün sayısı artmaktadır. Dünya nüfusunun yüzde 6'sı ( Yaklaşık 285 milyon kişi) diyabet hastalığında muzdariptir. Bu sayının yaklaşık yüzde  95'i tip 2 Diyabet, geri kalan yüzde 5'i tip 1 Diyabet dir.
Mehmet Saltuerk
 ++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltuerk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++
Kaynak

Outpatient Glycemic Control with a Bionic Pancreas in Type 1 Diabetes

June 15, 2014DOI: 10.1056/NEJMoa1314474
 logo1

Alzheimerın ilk belirtileri gözlerde başlıyor

Demans hastalığı(bunama), Tau ve Beta-Amiloid adında iki proteinin beyinde birikmesi ile ortaya çıkar. Hastalıkla birlikte beyinde hücre öl...