16 Ara 2013

Dua etmenin hastalıkları iyileştirmede bir etkisi varmı ?



Harvard Medical School tarafından yapılan ve American Heart Journal da yayınlanan bir araştırmada „Dua etmenin“ hastalıkları iyileştirip iyileştirmediği sorusuna cevap arandı. 


Metot
Amerika'nın farklı şehirlerinde bulunan ve altı farklı hastanede yapılan bu araştırma, katolik, protestan ve diğer dinlere mensup hastalardan olusan 1802 kişilik  kalp hastası bir grup ile yapıldı. Tamamen tesadüfi yöntemler ile seçilen hastalar üç gruba ayrıldılar.
Hastane personelinin haberdar edilmediği araştırmaya katılan hastalar şu gruplara ayrıldılar.
  1. Grup, kendileri için dua edildiğini bilen 604 hasta,
  2. Grup, kendileri için dua edildiğini bilmeyen 597 hasta,
  3. Grup (kontrol grubu) ise kendileri için  hiç dua edilmeyen 601 hastadan olusturuldu.

İlk iki gruptaki hastalara bypass ameliyatı öncesi Amerikanin cesitli kiliselerinde 14 gün boyunca dua edildi.
Sonuç:
Bypass ameliyatından çıkan üç gruptaki tüm hastaların 30 gün sonra yapılan sağlık kontrollerinde, dua edilen ve edilmeyen hastalar arasında hiçbir  fark görülmediği belirlendi. Sadece 1. grupta bulunan hastaların durumunda küçük bir kötüleşme gözlendi. Uzmanlar, 1.gruptaki hastaların durumundaki bu önemsiz kötüleşmenin, hastanın psikolojik baskı altına girmesinden kaynaklandığını belirttiler.

Tabela
 Mehmet Saltürk
++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++
 
Kaynak
 

Study of the Therapeutic Effects of Intercessory Prayer (STEP) in cardiac bypass patients: A multicenter randomized trial of uncertainty and certainty of receiving intercessory prayer

American Heart Journal Volume 151, Issue 4 , Pages 934-942, April 2006

10 Ara 2013

Sigara zihinsel gerilemeye sebep oluyor


Sigara, sadece kanser, kalp-damar, solunum hastalıkları gibi agir hastalıklara sebep olmakla kalmıyoraynı zamanda zihinsel gerilemeye de sebep oluyor.

Londra üniversitesinin 5000 kadın ve 2100 erkek ile 25 yıl boyunca düzenli olarak yapmış olduğu ve Archives of General Psychiatry” dergisinin 6 şubat 2012 tarihli sayısında yayınlandığı bir araştırma, sigara içenlerde demans benzeri semptomların 45 yaş cıvarında başladığını gösteriyor. Bu araştırmadan ortaya çıkan başka bir ilginç sonuç ise, sigara içen erkeklerin zihinsel fonksiyonlarındaki bozulmanın, sigara içen kadınlara göre daha fazla olduğu… (Bu fark, erkeklerin kadınlara göre daha fazla sigara içmesinden kaynaklanıyor.)

Sonuç:

50 yaşındaki bir tiryakinin zihinsel fonksiyonlarındaki gerileme, 60 yaşında hiç sigara içmemiş bir kişinin zihinsel fonksiyonları ile eş değer. Daha açık bir ifadeyle 50 yaşına kadar sigara içen bir kişi, zihinsel  olara 10 yaş daha ihtiyarlamış oluyor. 


Not : Bu veriler, 2004 yılında 9000 kişi yapılmış benzer bir çalışmanın sonuçları ile parelelik gösteriyor.

Mehmet Saltürk

++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++

Kaynak

Impact of Smoking on Cognitive Decline in Early Old Age

Arch Gen Psychiatry. 2012;69(6):627-635. doi:10.1001/archgenpsychiatry.2011.2016.

17 Kas 2013

Kahve kan şekerini düşürüyor

Daha önce yapılan istatistiksel çalışmalar günde 7 fincan kahve içenlerin, 2 fincan kahve içenlere göre daha az diyabet 2 riski taşıdığını gösteriyordu.kahve2
Bu pozif etkinin sebebi ne?
ACS Publications dergisinde yayınlanan bir araştırma bu pozitif etkinin kahve içerisinde bulunan Klorojenik Asitten kaynaklandığını gösteriyor.
Araştırmada, Klorojenik Asitin antioksidan etkisinin olduğu ve bu etkinin hücrede kalıtsal ve çevreden kaynaklanan hasarları önlemede ve kimi zaman da etkisini azaltmada önemli rol oynadığını gösteriyor.
Hayvanlar üzerinde yapılan başka bir araştırma ise Klorojenik Asitin karaciğer iltihaplanmaları ile mide ülseri konusunda olumlu etkilerinin olduğunu gösteriyor.
Klorojenik Asit kahvede ne miktarda bulunuyorchlorogenic-acid
Kavrulmuş ve kavrulmamış kahvenin farkı ne ? : Yapılan analizler kavrulmamış kahvede klorojenik asitin daha fazla bulunmasına karşın, kahvenin kavrulması ile birlikte bu miktarın düştüğünü gösteriyor.  Yapılan ölçümler bu miktarın 100 gr kavrulmuş kahvede 3.5 gram civarında olduğunu gösteriyor.
Bu konuda yapılan klinik bir deney ve sonuçları:
Klorojenik asitinin kan şekerini düşürüp düşürmediğini araştırmak amacı ile 56 sağlıklı erkeğe önce şeker yükleme testi yapılmdı ve ardından deneklere 100 ile 400 mg arasında değişen klorojenik asit tabletleri verilmidi. Deneklerin belirli süreler içerisinde yapılan kan analizleri, klorojenik asit miktarı arttıkça kandaki şeker miktarının da doğru orantılı olarak hızla düştüğünü gösterdi. 
Klorojenik asit kan şekerini ne oranda düşürüyor ?
Şeker yüklemesi yapılan deneklere 30 dakika sonra 400 mg Klorojenik Asit tableti verildi ve belirli aralıklarla kan alınarak kandaki glukoz miktarı ölçüldü.
Sonuç
  • 400 mg lik Klorojenik Asit tableti verilen deneklerin 1 saat sonra yapılan kan tahlillerinde Glukoz miktarının % 24 oranında düşütüğü görüldü.(Klorojenik Asit hiç verilmemiş deneklere göre).
  • Aynı deneklerin 2 saat sonra yapılan kan testinde ise Glukoz miktarının % 31 oranında düştüğü görüldü.
Not: Bu test sağlıklı insanlar yapılmış olup bir sonraki araştırmanın Diyabet 2 hastaları ile yapılması planlanıyor.
Mehmet Saltuerk
++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltuerk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++
 

New evidence that natural substances in green coffee beans help control blood sugar levels

EMBARGOED FOR RELEASE | April 09, 2013
asc

Retina körlüğüne çare olabilecek yeni bir kimyasal madde bulundu

Görme yeteneğini kaybetmiş kişilere şimdiye kadar kök hücre tedavisi ve retinaya chip yerleştirme gibi kısmen başarılı olan metotlar uygulanıyordu. Yeni keşfedilen basit ama etkili bir kimyasal madde görme yeteneğini kaybetmiş kişilere büyük umut vaad ediyor.
Retina körlüğüne çare olacağı tahmin edilen bu kimyasal madde, şimdilik farelerde denendi ve olumlu sonuçlar verdi.
Retina körlüğü bulunan farelerin gözüne damlatılan Acrylamide-Azobenzol-Quaternär-Ammonium(AAQ) adındaki  bu kimyasal madde, retina hücrelerini birkaç gün içerisinde ışığa duyarlı hale getiriyor.
AAQ nasıl çalışıyor
Göze birkaç damla damlatılan AAQ, retinada bulunan iyon kanallarına yerleşerek onların açılmasına ve elektrik yüklerinin değişmesine sebep oluyor. Değişen elektrik yükü, sinir hücreleri üzerinde elektriksel impulslar oluşturarak retinaya gelen görüntünün beyne ulaşmasına ve orda görüntüye dönüşmesine olanak sağlıyor.
AAQ belirli bir süre etkili oluyor.
AAQ, göze damlatıldıktan belirli bir süre sonra etkisini kaybediyor, bu yüzden işlemin belirli aralıklarla tekrarlanması gerekiyor. Konu hakkında yapılan açıklamada, AAQ nin yeni bir versiyonu üzerinde çalışıldığı ve yeni versiyonunun hem çabuk hem de uzun süreli etkili olmasının hedeflendiği belirtildi.
Fareler ile yapılan araştırmalar bittikten sonra insanlarda klinik çalışmalar geçilecek.
Bu tedavinin yaşlılığa bağlı makula(sarı nokta) dejenerasyonu
* ile ileri derece retina hasarının tedavisinde iyi sonuçlar vereceği tahmin ediliyor.
Makula(sarı nokta): Retina tabakasının ortasında ve keskin görmeden sorumlu çok küçük bir alanıdır.
Makula dejenerasyonu, sarı noktanın hasar görmesi veya ilerleyen yaşa bağlı olarak fonksiyon kaybıdır. Yüksek tansiyon, sigara ve genetik nedenler, makula dejenerasyonuna sebep olan diğer önemli risk faktörleridir.
 Mehmet Saltürk
++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++
 
Kaynak 

Photochemical Restoration of Visual Responses in Blind Mice

Neuron, Volume 75, Issue 2, 271-282, 26  July 2012 10.1016/j.neuron.2012.05.022


Fazla testosteron erkekleri daha dürüst yapıyor

Testosteron bir erkeklik hormonu olup vücuttaki miktarı erkeklere has özelliklerin ortaya
çıkmasında önemli rol oynar. Örneğin kasların gelişmesi, saç ve sakalın çıkması, libidonun yükselmesi gibi...Erkeklerde testosteronun büyük bir kısmı testislerde, az bir kısmı da böbrek üstü bezlerinde üretilir.
Bonn üniversitesi nöroloji bölümünün yapmış olduğu bir araştırma, fazla testosteronun erkekleri daha güvenilir yaptığını ortaya çıkardı.
Metot:
46 erkekten oluşan bir denek grubu iki gruba ayrılıyor.
  1. Grupta bulunan erkeklerin cildine testosteron içeren bir krem sürülüyor.
  2. Gruptaki erkeklerin cildine içeriği olmayan placebo bir krem sürülüyor.

Deneklere kremin içeriği ve deneyin konusu hakkında bilgi verilmiyor ve her iki grupta bulunan erkeklerin kanlarındaki testosteron seviyesi ölçülüyor.
Daha sonra denekler gizli kamera bulunan kapalı bir odaya alınıyor ve zar atarak kumar oynamaları söyleniyor, en yüksek zar atana para verileceği söyleniyor ve ardından araştırmayı yapan ekip odadan çıkıyor.
Oyun esnasında ara sıra odadan çıkarılan oyunculara formaliteden birkaç soru sorup tekrar odaya geri dönmeleri söyleniyor. Odada kalanların, arkadaşları odada yokken atılan zarlar konusunda doğru söyleyip söylemedikleri video kayıtları ile tespit ediliyor.
Sonuç:
Bu araştırma ile:
  • Kanında fazla testosteron olan erkeklerin, yani cildine testosteronlu krem sürülen erkeklerin daha dürüst olduğu,
  • Kanlarında daha az testosteron bulunan erkeklerin, yani cildine placebo krem sürülen erkeklerin daha fazla yalana baş vurdukları ortaya çıkmış bulunuyor.
  • Ne kadar fazla testosteron, o kadar fazla dürüst.
  • Ne kadar az testosteron, o kadar fazla yalan. 
Ek bilgi : Kadınlarda da az miktarda yumurtalık ve böbrek üstü bezleri tarafından üretilen testosteron bulunmaktadır. Kadınlarda fazla miktarda testosteronun bilinen önemli yan etkilerinden biri ise kadını agresif yapmasıdır... 

Mehmet Saltürk
++++++++++++++++++++++++++
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
Institute for Genetics
University of Cologne
++++++++++++++++++++++++++
Kaynak

Testosterone Administration Reduces Lying in Men

Administration Reduces Lying in Men. PLoS ONE 7(10): e46774. doi:10.1371/journal.pone.0046774

Alzheimerın ilk belirtileri gözlerde başlıyor

Demans hastalığı(bunama), Tau ve Beta-Amiloid adında iki proteinin beyinde birikmesi ile ortaya çıkar. Hastalıkla birlikte beyinde hücre öl...